SONUÇ
Bundan milyonlarca yıl önce de, günümüzde olduğu gibi
milyonlarca canlı türü yaşamıştır. 550 milyon yıl önce, son derece
kompleks göz yapıları ile denizin dibini süsleyen trilobitlerden, deniz
yıldızlarına, günümüzde yaşayan balıklardan, mis kokulu çiçeklere,
aslanlara, tavşanlara, rengarenk kuşlara, atlara, sincaplara,
yunuslardan, kelebeklere, yusufçuk böceğine, serçelerden kuzulara,
karıncalardan insanlara kadar yeryüzü yüz milyonlarca yıldır canlılarla
dolup taşmış, kiminin soyu tükenmiş, kiminin ise günümüze kadar soyu
devam etmiştir.
Kitap boyunca incelediğimiz
gibi tüm bu canlılar yeryüzünde aniden belirmişler ve hiçbir değişime
uğramamışlardır. Doğa tarihi boyunca yaşamış olan canlılarla ilgili
bilgi kaynağımız olan fosillerden anlaşıldığı üzere, yeryüzünde hep tam
özelliklere sahip canlılar yaşamıştır. Bu canlıların ayakları, elleri,
kanatları, derileri, tüyleri, akciğerleri, kafatasları, omurgaları,
kemik yapıları vs hep eksiksiz, özgün ve en ideal yapıda olmuştur.
Hiçbir fosilde geçiş aşamasında, yani “yarım” bir organ veya uzuv
bulunmamaktadır.
Bundan daha da önce ise bir başka mucize
gerçekleşmiş, yeryüzünde hiç hayat yokken, yeryüzü bir anda çok zengin
bir çeşitliliğe sahip canlılar topluluğu ile dolmuştur. Taş, toprak,
sudan oluşan dünyaya bir anda hayat gelmiştir.
Tüm bunların gösterdiği çok önemli iki gerçek vardır:
Canlıların ortak bir atadan rastlantılarla türediğini ileri süren evrim
teorisi doğru değildir. Canlıların tarihi, evrim teorisini kesin ve
açık olarak yalanlamaktadır. İkinci gerçek ise, çok zengin, birbirinden
tamamen farklı canlı türlerini yoktan var eden, yeryüzünü canlılık için
elverişli kılan üstün bir Güce, sonsuz bir İlme, benzeri olmayan bir
Akla, benzersiz yaratma gücüne sahip olan Kudretli bir Yaratıcı’nın var
olduğu gerçeğidir. O Yaratıcı, Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tır.
İnsanlara tarih boyunca elçiler, peygamberler göndermiş, Tevrat, Zebur,
İncil ve en son olarak Kuran ile insanları doğruya, gerçeğe çağırmıştır.
Materyalistler ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, tüm
canlıları Allah’ın yarattığı gerçeğini insanlardan
gizleyemeyeceklerdir. Allah, tüm evrenin, yıldızların, galaksilerin,
denizlerin, ırmakların, tüm canlıların, insanların ve her ne kadar inkar
etseler de materyalistlerin Yaratıcısı’dır.
Kuran’da Allah’ın yaratma sanatının anlatıldığı ayetlerden bazıları şöyledir:
İnsanı bir damla sudan yarattı, buna rağmen o, apaçık bir düşmandır.
Ve hayvanları da yarattı; sizin için onlarda ısınma ve yararlar vardır ve onlardan yemektesiniz.
Sizin için gökten su indiren O’dur; içecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız.
Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her
türlüsünden bitirir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için
ayetler vardır.
Geceyi, gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı sizin emrinize verdi; yıldızlar da
O’nun emriyle emre hazır kılınmıştır. Şüphesiz bunda, aklını
kullanabilen bir topluluk için ayetler vardır.
Yerde sizin için üretip-türettiği çeşitli renklerdekileri de (faydanıza
verdi). Şüphesiz bunda, öğüt alıp düşünen bir topluluk için ayetler
vardır.
Denizi de sizin emrinize veren O’dur, ondan taze et yemektesiniz ve
giyiminizde ondan süs-eşyaları çıkarmaktasınız. Gemilerin onda (suları)
yara yara akıp gittiğini görüyorsun. (Bütün bunlar) O’nun fazlından
aramanız ve şükretmeniz içindir.
Sizi sarsıntıya uğratır diye yerde sarsılmaz dağlar bıraktı, ırmaklar ve yollar da (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz.
Ve (başka) işaretler de (yarattı); onlar yıldız(lar)la da doğru yolu bulabilirler.
Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz? (Nahl Suresi, 4-5, 10-17)
Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah’ındır. Allah, her şeyi kuşatandır. (Nisa Suresi, 126)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder